Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

“Allah’a ve Rasûlune karşı savaşanların ve yeryüzünde fesat çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri yahut asılmaları yahut ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi yahut yerlerinden sürülmeleridir. Bu onlara dünyada bir horluktur. Âhirette ise onlara pek büyük bir azap vardır.” (Maide/33)

İnsanlar, bu âyet-i kerimenin nüzul sebebi hususunda farklı görüşlere sahiptir. Cumhurun kabul ettiği görüş ise, bu âyet-i kerimenin Uranîler hakkında nazil olduğudur. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in Ureyneli 8 kişiye verdiği cezayı hadis inkarcıları inkar ediyor. Bu mesele çok sahabeden rivayet edilmiştir ve sahih olarak gelmiştir ve ayetlede sabittir.
Ebu Davud’tan gelen bir rivayette; hadis imamları Enes b. Malik’ten şöyle dediğini rivayet etmektedirler: Ukl’den veya Ureynelilerden de demiştir; “Bir topluluk, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in huzuruna geldi. Medine’nin havası kendilerini rahatsız etti. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem onlar için süt veren bir takım develeri tahsis etti. O develerin sidiklerinden ve sütlerinden içmelerini emretti. Bunun üzerine onlar da kalkıp gittiler. Sağlıklarına kavuştukları vakit, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in çobanını öldürdüler. Davarları önlerine katıp götürdüler. Sabah erken vakitte onların bu yaptıkları Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e ulaşınca, o da arkalarına takipçi gönderdi. Gün yükseldiği sırada yakalanıp getirildiler. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem verdiği emir üzerine el ve ayakları kesildi, gözlerini çıkardı. Medine’nin kara taşlığına bırakıldılar. Su istiyorlar, onlara su verilmiyordu. Ebu Kılabe (Hadisi Enes b. Malikî’ten rivayet edendir) dedi ki: İşte bunlar, hırsızlık yaptılar, adam öldürdüler, iman ettikten sonra kâfir oldular, Allah’a ve Rasûlune karşı savaş açtılar. (Ebu Davud, 4364;)
Ebu Davud’tan gelen bir rivayette; “Allah’ın Nebisi sallallahu aleyhi ve sellem emir vererek, çiviler kızdırılıp gözlerine mil çekildi. Ellerini ve ayaklarını kestirdi, buna karşılık (kestirdiği yerlerinden akan kanın kesilmesi için) onları dağlamadı. (Ebu Davud, 4365;)

Enes radıyallahu anh şöyle demiştir: “Ukl (veya Ureyne) kabilelerinden bazı kimseler Medine’ye geldiler. Medine’nin (havası onlara iyi gelmediğinden) karınları ağrıdı. Bunun üzerine Nebi sallallahu aleyhi ve sellem onlara, yeni yavrulamış develerin süt ve idrarlarından içmelerini tavsiye etti. Onlar da (zekat) develerinin bulunduğu yere giderek Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in emrini aynen yaptılar, zamanla iyileştiler. İyileştikten sonra, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem bu hayvanlara bakan görevli çobanını öldürerek ümmetin beytü’l-malına ait zekat develerini alıp kaçtılar. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem bu haber gündüzün hemen ilk saatlerinde kendisine ulaşınca onları takip etmek üzere adam gönderdi. Bu kişiler güneş yükselince, adamları yakalayıp getirdiler. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem el ve ayaklarının kesilmesini emretti. Bunların gözlerine mil çekildi. “Harre” denilen sıcak yere atıldılar, su istemelerine rağmen kendilerine su verilmedi.

Buhari’den gelen bir rivayette; Ebû Kılabe şöyle demiştir: Bunlar hırsızlık yaptılar, adam öldürdüler, iman ettikten sonra inkar ettiler, Allah ve Rasûlü’ne karşı harp ilan ettiler. (Buhari, 233;)

Harre denilen yer, Medine’de siyah taşlı bir yerdir. Buraya atılmalarının sebebi, cinayeti işledikleri yere yakın olmasıdır.
Su istemelerine rağmen bu kişilere su verilmemesi konusuna gelince; İbnü’l-Cevzî’nin de dâhil olduğu bir grup âlim bunun yaptıklarına kısas olarak uygulandığını söylemiştir. Çünkü Müslim’de Süleyman et-Teymî’nin Enes’ten radiyallahu anh rivayetine göre “Uraniler çobanların gözlerine mil çektiği için Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’de onların gözüne mil çektirmiştir.”
Müslim’den gelen bir rivayette; Enes radiyallahu anh Nebi sallallahu aleyhi ve sellem Ureyne olan kişilerin gözlerini çıkarttı, çünkü onlar çobanlarının gözlerini çıkardılar. (Muslim, Kasame-Bab2;)

Müslim’de ve Tirmizi’de geçen bir rivayette; Enes radiyallahu anh‘dan şöyle rivayet edilmiştir. ”Ureyne kabilesinden bazı kimseler Medine’ye geldiler ve Medine’nin havası onlara ağır geldi. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem onları zekat develerinin bulunduğu Medine dışındaki bir yere gönderdi ve tedavi için develerin sütlerinden ve idrarlarından içmelerini emretti.” (Tirmizi; Müslim, Kaseme; Nesai; Sahih)

“Hem Tevrat’ta onlara şu hükmü de farz kıldık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş karşılıktır. Hülasa bütün yaralamalar birbirine kısas edilir. Fakat kim bu kısas hakkından feragat edip bağışlarsa, bu, kendi günahları için kefaret olur. Allah’ın indirdiği ahkâm ile hükmetmeyenler, işte onlar tam zalimdirler.” (el-Mâide/45)

Buhari’den gelen bir rivayette; Enes İbn Mâlik’ten rivayet edildiğine göre, halası Rubayyi ensardan bir kız çocuğunun ön dişini kırmış, kızın kabilesi kısas talebinde bulunmuştu. Bunun için Nebi sallallâhu aleyhi ve sellem geldiler. Allah Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’de kısasa hükmetti. Enes İbn Mâlik’in amcası Enes İbn Nadr, “Hayır, Allah’a yemin olsun ki Ey Allah’ın elçisi, onun ön dişi kırılmaz!” diyerek itiraz etti. Bunun üzerine Allah Rasulü sallallâhu aleyhi ve sellem; “Ey Enes Allah’ın kitabına göre kısas gerekir,” dedi. Sonra kısas isteyen topluluk kısası terk etmeye razı oldu ve diyeti kabul etti. Bunun üzerine Nebi sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah’ın kulları arasında öyle kimseler vardır ki, Allah’a yemin etseler, Hak Teâlâ onların yeminini yerine getirir.” (Buhari, 4611;)

Hadis inkarcıları Allah azze ve celle nin ayetlerinide inkar ediyor. Neye inandıklarını bilmiyorlar. Hevalarını ilah edinmişler. Bunlara göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem kimseye böyle bir ceza vermezmiş. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hayatı savaşlarla geçti. Bir sürü insan savaşta öldü. Hayber’in fethinde 600 yahudi kılıçtan geçirildi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem hem kılıç peygamberidir hem rahmet peygamberidir. Gerektiği zaman kılıcını kullanır, rahmet edeceği zaman da rahmet eder. Zalimlere karşı şiddetli mazlumlara karşı da şefkatlidir.
Allah azze ve celle’ye hamd, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e ailesine, ashabına ve güzelce O’na tabii olanlara salat ve selam olsun.
A.Kadir Gören

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!