Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Hamd alemlerin Rabbi Allah’a, salat ve selam gönderilmiş bütün nebilere olsun. Bundan sonra;
“Onlar, ille de buluttan gölgeler içinde Allah’ın ve meleklerin gelmesini mi beklerler? Halbuki iş bitirilmiştir. Bütün işler yalnızca Allah’a döndürülür.” (Bakara/210)
وقا ابو جعفر الرازي عن الربيع بن انس عن ابي العا لية هَلْ يَنْظُرُونَ اِلَّٓا اَنْ يَأْتِيَهُمُ اللّٰهُ ف۪ي ظُلَلٍ مِنَ الْغَمَامِ وَالْمَلٰٓئِكَةُ وَقُضِيَ الْاَمْرُۜ
يجيون فئ ظلل من الخمام ولله تعالئ يجيء فيما يشاء
Ebu Cafer er-Razi, Rebi’ b. Enes kanalıyla Ebu Aliye rahimehullah’dan, “Onlar, ille de buluttan gölgeler içinde Allah’ın ve meleklerin gelmesini mi beklerler.” onun bu ayetin tefsirinde şöyle dediğini nakleder. Melekler buluttan gölgeler içinde gelirler, Allah Te’ala ise dilediği şekilde gelir.” ( İbn Kesir Sahih Eser)
Ehli Sünnetin menheci de bir ayeti tefsir ederken taabinin tefsirine bakmaktır. Ebu Aliyye rahimehullah bu ayeti tefsir ederken melekler bulutlar içerisinde gelecekler demiştir. Allah’u Teala’da dilediği şekilde gelir demiştir. Taabinin büyüklerinden tefsir geldiği zaman başka görüşe itibar edilmez.
Allah, Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’i inkar edenleri tehdit ederek şöyle buyuruyor: “Onlar, ille de buluttan gölgeler içinde Allah’ın ve meleklerin gelmesini mi beklerler?” Yani, Allah’ın ilkinden sonuncusuna tüm insanlar hakkında hüküm vermek, iyiye iyilikle (mükafat), kötüye kötülükle (ceza) olmak üzere herkese ameline göre mukabelede bulunmak üzere gelmesini mi bekliyorlar?
“Onlar ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini yahut Rabbinin bazı alametlerinin gelmesini bekliyorlar.” (Enam/158)
Allah azze ve celle kendisini inkar ve reddeden, Rasullerine karşı gelen, ayetlerini yalanlayan ve yolundan alıkoyan kafirleri tehdit ederek şöyle buyuruyor: “Onlar ancak kendilerine meleklerin gelmesini veya Rabbinin gelmesini yahut Rabbinin bazı alametlerinin gelmesini mi bekliyorlar?” Allah’ın gelmesi ahirette, Allah’ın bazı ayetlerinin gelmesi ise kıyamet kopmadan önce, onun alamet ve işaretleri olarak gerçekleşecektir. (İbn Kesir)
İmam Buhari Sahih’inde bu ayetin tefsirinde, Ebu Zür’a’nın Ebû Hureyre radıyallahu anh’dan naklettiği şu hadisi zikretmiştir; Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Güneş batıdan doğmadıkça kıyamet kopmaz. İnsanlar onu gördüklerinde yer yüzündekiler iman ederler. O gün önceden inanmamış ya da imanında bir hayır kazanmamış olan kimseye artık imanı bir fayda sağlamaz.” (Enam/158) ayetinin tevili edeceği gündür.” (Buhari, 4636; Muslim, Ebu Davud, 4312; İbn Mace, 4067)
“Hayır, yer parça parça dağıtıldığı Rabbin gelip melekler de saf saf dizildiğinde.”(Fecr/21-22)
Allah Teala kıyamet gününde meydana gelecek pek büyük dehşetli halleri haber vererek: “Hayır, yer parça parça dağıtıldığı” buyurmaktadır. Yani gerçek şu ki: “Yer dağılıp zerreler gibi parça parça edildiğinde” alçaltılıp, hazırlanıp, dağlarla birlikte dümdüz edilip, yaratılmış olanların Rablerinin huzuruna kabirlerinden kalkacaklarında, “Rabbin” yarattıkları arasında ayırt edici hükmü vermek üzere gelip melekler de saf saf dizildiğinde.
Ehl-i sünnet ve’l-cemaat, Allah Teala’nın geleceğini kabul ederler. Çünkü Allah Teala, zatının geleceğini haber vermiştir. O kendi zatını ve başkalarını en iyi bilendir, başkalarından daha doğru ve daha güzel sözlüdür. O’nun kelamı ilmin, doğruluğun, beyanın ve iradenin en mükemmelini ihtiva eder. Allah Teala bize hakikati beyan etmek ister. O en iyi bilendir, en doğru ve en güzel sözü söyleyendir.
Soru: Biz bu gelişin keyfiyetini bilebilir miyiz? Cevap: Bilemeyiz. Çünkü Allah Teala bize geleceğini haber vermiştir, nasıl geleceğini haber vermemiştir. Çünkü keyfiyet, ancak müşahedeyle veya benzerinin müşahedesiyle veya sadık haberle bilinir. Bunların hiçbiri Allah azze ve celle’nin sıfatlarında mevcut değildir. Çünkü zat bilinmeyince sıfat, yani keyfiyet de bilinmez. Zat mevcuttur, gerçektir. Biz zatı, zatın ne anlama geldiğini ve nefsin ne anlama geldiğini biliriz. Aynı şekilde gelmenin ne anlama geldiğini de biliriz. Fakat zatın veya nefsin keyfiyetini ve gelmenin keyfiyetini bilemeyiz.
Biz Allah Teala’nın gerçekten ve zatına layık bir şekilde ve bizim bilmediğimiz bir keyfiyetle geleceğine iman ederiz. (İbn Useymin)
Allah Azze ve Celle’ye hamd, Rasulullah sallahu aleyhi ve sellem’e, O’nun ailesine ve ashabına salat ve selam olsun.
A.Kadir Gören

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!