Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel


Allah’a hamd, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ve ashabına salatu selam olsun. Bundan sonra; İlimlerin en şereflisi en üstünü Allah azze ve celle’nin isim ve sıfatlarını öğrenmektir ve onun ilmini tahsil etmektir. İsim ve sıfat tevhidinide selefin anlayışıyla ve telakisiyle almaktır. Allah azze ve celle kitabın da kendi zatını Nefis sıfatıyla vasf etmiştir. Allah azze ve celle’nin sıfatlarını alırken ehli sünnet ve’l-cemaat’ın şu kaidesi geçerlidir: İsimde benzerlik vardır keyfiyette benzerlik yoktur. Allah Teala cennette et, süt, bal, su, ipek ve altın bulunduğunu bize haber vermiştir. İbn Abbas radıyallahu anh ‘ahiretteki şeylerin, dünyada isimlerinden başka bir şey yoktur’ demiştir. (Sahih Eser)
İsimler benzer olduğu halde, görünmeyen o yaratılanlar, görünen bu yaratılanlar gibi değilse, yaratıcının mahlukattan farklılığı, isimler benzer olsa bile, mahlukların birbirinden olan farklılığından elbette çok daha büyüktür. Allah Teala kendini Hayy (diri), Alim (bilen), Semi’ (işiten), Basir (gören), Rauf (şefkatli), Rahim (merhametli), Gazab (öfke), Razı(hoşnutluğu), Kadir(kudret) diye isimlendirmiştir. O’nun diriliği, bilmesi, işitmesi, görmesi, şefkati, Rahmeti, öfkesi, hoşnutluğu, kudreti başkasının diriliği, bilmesi, işitmesi, görmesi, şefkati, rahmeti , öfkesi, hoşnutluğu ve kudreti gibi değildir. Selef ulamasının çoğunluğunun görüşüne göre Allah azze ve celle’nin nefis sıfatı vardır ve isbat etmişlerdir. Çoğu bu görüştedir. Ebu Hanife rahimehullah’ın de inancı budur. O da bu sıfatların varlığına iman etmiştir. O’nun şu sözü bunun delilidir: “Allah’ın Kur’an’da zikrettiği gibi O’nun eli, yüzü ve nefsi vardır: Allah’ın Kur’an’da zikrettiği el, yüz ve nefis O’nun sıfatlarıdır. Keyfiyetleri bilinmez. İmam Buhari rahimehullah Kitabut-tevhidin de bunu bab olarak tasnif etmiştir Ve Allah’u Teala’nın nefs sıfatını isbat etmiş ve bu görüşü benimsemiştir. Buhari’yi şerh eden alimler Buhari’nin Allah azze ve celle’nin nefs sıfatı olduğu görüşünü söylemişlerdir. Biz selefin görüşünü alırız, diğer görüşlerin hiçbir değeri yoktur, felsefedir ve batıldır, başka görüşleride benimseyenlerin hepsi yalancıdır. Ve Allah azze ve celle’nin isimlerini ve sıfatlarını kabul etmemişlerdir. İsim ve sıfat tevhidini tahrif ve ta’til edip kabul etmeyenler de sapık ve bidat ehlidir. Allah Teala’nın kitabın da Nefsine delil olan ayetler
باب قول الله تعالئ ويحذركم الله نفسه “
Allah, nefsine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. ” (Ali İmran/30)
“Allah size Nefsinden sakınmanızı emrediyor.” O halde siz de O’ndan korkun. O’ndan korkmayı insanlardan korkmanın önüne geçirin; çünkü kulların işlerini çekip çeviren O’dur. Onları alınlarından yakalayan O’dur, O’na döneceklerdir, O’nun huzuruna varacaklardır. O’nun haklarını, mükâfatını ummayı başka şeylerden öne geçirenleri pek büyük ecirlerle mükafatlandıracaktır. Hasan-ı Basri rahimehullah der ki: Onlara olan şefkatinden dolayı onları Nefsine karşı uyarmıştır.
تعلم ما في نفسي ولا اعلم ما في نفسك
“Hem ben söyleseydim sen onu şüphesiz bilirdin. Sen, nefsimde olanı bilirsin. Ama ben, senin nefsinde olanı bilmem.” (Maide/116)
“Hem ben söyleseydim sen onu şüphesiz bilirdin.” Yani, şayet benden böyle bir şey sadır olmuş olsa sen onu bilirdin ey Rabbim. Çünkü, söylediğim, içimden niyetlendiğim ve içimden gizlediğim hiçbir şey sana gizli kalmaz. O yüzden ardından şöyle demiştir: “Sen benim nefsimdekini bilirsin, halbuki ben senin Nefsindekini bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin.
كتب علئ نفسه الرحمه
“O, Rahmeti kendi Nefsine yazdı.” (Enam/12)
Fakat Allah: “Rahmeti Nefsine yazmıştır.” Yani, kendi lütuf ve kereminden bunu vaat etmiştir. Mühlet vermiştir.
Buhari’nin rivayet etiği sahih hadis de Ebu Hureyre’nin nakline göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle demiştir: “Allah Teala mahlukatı yarattığı zaman, kitabına, bu kitap kendi katında Arş’ın üzerinde bulunmaktadır. (هو يكتب علئ نفسه) Kendi nefsine ‘Benim rahmetim gazabımı geçmiştir’ diye yazdı.” (Buhari, 7403; Muslim, 2751; Tirmizi, 3543; ibn mace, 4295; Sahih)

كتب ربكم علئ نفسه الرحمه
“Rabbiniz, rahmet etmeyi kendi Nefsine yazdı.” (Enam/54)
Allah’ın onları kapsayan geniş rahmetini kendilerine müjdele. Bunun içindir ki Allah Teala: “Rabbiniz, rahmet etmeyi Nefsi üzerine yazdı.” buyurmuştur. Yani kendisinden bir lütuf, ihsan ve nimet olarak rahmet etmeyi yüce Nefsine gerekli kılmıştır.
واصطنعتك لنفسئ
“Ve Seni, Nefsim için seçtim.” (Taha/41)
“Ve seni Nefsim için seçtim.” Kendim için yani istediğim ve dilediğim şekilde seni bir Rasul olarak seçip beğendim.
Rasulü sallallahu aleyhi ve sellem’de muhtelif hadislerinde Allah Teala’nın nefis sıfatını beyan etmiş ve bildirmiştir. Buhari ve Müslim’den gelen sahih bir hadiste şöyledir: “Ebu Hureyre radıyallahu anh’ın nakline göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle anlatmıştır: “Allah Teala şöyle buyuruyor: Ben kulumun zannı üzereyim. Kulum beni andığı zaman ben muhakkak onunla beraber bulunurum. O beni nefsinde gizlice zikrederse ben de onu bu suretle nefsimde zikrederim…” (Buhari, 7405; Muslim, 2675; Tirmizi, 3603; Sahih)
Bu hadiste Allah’u Teala’nın kulum beni nefsinde zikrettiğinde bende onu bu suretle nefsimde zikrederim Allah azze ve celle nefsi olduğuna dair bize beyan etmiştir. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’de Allah’ı Nefs sıfatıyla vasf etmiştir. Nefis sıfatında öbür sıfatlar gibi isimde benzerlik vardır keyfiyette benzerlik yoktur. Nasıl ki onun zatı bizim zatımıza benzemez ise, sıfatları da insanın sıfatlarına benzemez sadece isimde benzerlik vardır keyfiyette benzerlik yoktur.
Müslim’in ve Ebu Davud’un rivayet ettiği hadiste; Ebu Hureyre radıyallahu anh; o Aişe radıyallahu anha’dan şöyle dediğini nakletti: “Bir gece yatakta Rasulullah sallallahu aleyhi ve selem’i bulamayınca onu aradım. Elim o secde yerinde iken dikili bulunan ayaklarının iç tarafına değdi. O şöyle diyordu: Allah’ım gazabından rızana, cezalandırmandan afiyet ve esenliğine sığınırım. Senden de sana sığınırım. Sana övgüleri tamamıyla sayıp dökemem. ( كما اثنيت علئ نفسك) Sen kendi Nefsini övdüğün gibisin.” (Müslim, Babi, 42; Ebu Davud, 879; İbn Mace, 3841;)
“Sana övgüleri sayıp bitiremem.” Yani buna gücüm yetmez, bunu yapamam. Bunu kuşatamam anlamında olduğu da söylenmiştir. İmam Malik rahimehullah der ki: Yani ben senin nimetlerini, ihsanını ve bunlar dolayısıyla sana övgülerimi, seni övmek yolunda bütün gayretimi ve çabamı ortaya koysam dahi yapamam, gerçekleştiremem demektir. “Sen kendi nefsini övdüğün gibisin.”
Müslim ve Tirmizi’nin rivayet ettiği hadiste; Ebu Zer el-Ğıfari radıyallahu anh rivayet eder: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Rabbi azze ve celle’den rivayetle buyurdular ki: Ey kullarım! (اني حرمت الظلم علئ نفسي) muhakak ki ben Nefsime zulmü haram ettim ve onu sizlerin arasında da haram kıldım. Öyleyse birbirinize zulmetmeyin.” (Müslim, 2577; Tirmizi, 2498; İbn Mace, 4557;)
Yani Allah azze ve celle, Nefsine kullarına zulmetmekten menetmiştir. Tıpkı şu ayet-i kerimelerde buyrulduğu gibi: “Benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben kullara asla zulmedici değilim.” (Kaf/29)
İmam Ahmed’in rivayet ettiği hadis de, İbn Mes’ud radıyallahu anh’ın, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’den; “Allah’ım, ben senin kulunum. Senin kölen ve cariyenin oğluyum. Alnım senin elindedir. Hakkımda verdiğin hükmün geçmiştir ve gerçekleşen hükmün, adalettir. (سميت به نفسك) Senin Nefsini / kendini isimlendirdiğin, kitabında indirdiğin, yaratıklarından birine öğrettiğin ve katındaki gayb ilminde gizlediğin senin olan her isminle isterim Kur’an’ı kalbimin baharı, gözümün nuru, hüznümün dağıtıcısı ve kederimin gidericisi kılmanı dilerim.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned; İbn Hibban, Sahih)

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem Allah azze ve celle’nin hadiste geçen senin nefsini isimlendirdiğin her ismin ile senden istiyorum. Bu hadis nefs sıfatına delildir. Allah Teala, mukaddes zatı için hangi sıfatları zikretmişse, Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem’de O’nun hangi sıfatlarını bildirmişse bunları Tahrif (yazılı bir şeyin aslını değiştirme), ta’til (işlevsiz kılmak) ve Temsil (örnek vermemek), tekyif (niteliğini araştımamak) manayı ispat edip sıfatların nasıllığını Allah Teala’ya havale etmek gerekir. Ehl-i sünnet ve’l-cemaatin ve ümmetin Selefinin itikadı da budur. Allah azze ve celle’ye hamd, Rasulullah sallahu aleyhi ve sellem’e, O’nun ailesine ve ashabına salat ve selam olsun.
A. Kadir Gören

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!