Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel


Hamd alemlerin Rabbi Allah’a, salat ve selam gönderilmiş bütün nebilere olsun. Bundan sonra;
Bazı taifeler kendilerini ehli sünnete nispet ederek ilk yaratılanın Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in nuru olduğunu iddia etmektedirler. Bu görüş Allah Azze ve Celle’nin kitabına ve Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetine aykırıdır ve iftiradır. Bu görüş ile ilgili Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’den, ne sahabeden, ne taabinden, ne de ilim ehlinden böyle bir görüş nakledilmemiştir. Aksine Ebu Davud ve Tirmizi’den gelen rivayette; Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’den gelen bir rivayette; “Ubade b. es-Samit radıyallahu anh şöyle demiştir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim: “Allah Teala’nın ilk yarattığı şey Kalem’dir.” (Ebu Davud, 4700; Tirmizi, 2144; Sahih) İlk yaratılan Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in nurudur görüşü bidatçı, sapık Rafizi, ve Sofi batiniye fırkasının görüşüdür. Sofiler “İlk yaratılan Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in nurudur.” demişlerdir. Rafazilerde “ilk yaratılanların Nebi sallallahu aleyhi ve sellem, Ali, Hüseyin, Hasan, Fatıma radıyallahu anhuma’nın nurudur.” deyip iddia etmeleridir. Bu sapık fırkalar bu meselede uydurma rivayetlere dayanmaktadırlar. “Ben Allah’ın nurundan yaratıldım, Müminler de benim nurumdan yaratılmıştır.” (Keşfül Hafa – Uydurma rivayet) “Allah’u Teala’nın yarattığı, ilk senin Nebinin nurudur ey Cabir buyurmuştur.” (Keşfül Hafa) Rafizi, Sofi batıniye fırkası yukarıdaki Acluni’nin uydurma rivayetleri topladığı hadis kitabını delil almışlardır. Halbuki bu zât Keşfül Hafa’da uydurma rivayetleri toplamıştır. Rafizilerin de bu meselede eserlerinde çokca uydurulmuş rivayetler vardır ve hiç birinin sahih bir isnadı yoktur ve uydurmadır.
Nitekim Sahih olarak Müslim’den gelen bir rivayette; Aişe radıyallahu anha’nın şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Melekler nurdan yaratıldı, cinler dumanla karışık ateşten yaratıldı, Âdem de size anlatılan şeyden (topraktan) yaratıldı” buyurdu. (Müslim, 2996; Sahih)
‘Ey Cabir! Allah, ilk önce senin Nebinin nurunu yaratmıştır’ hadisi ile bunun gibi Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in nurdan yaratıldığını söyleyen hadislerin batıl olduğunu göstermektedir. Bu hadis, nurdan yaratılanların sadece melekler olduğuna, adem aleyhisselam ve oğullarından hiç kimsenin nurdan yaratılmadığına apaçık bir delildir.
Ruhların ne zaman yaratıldığı meselesine gelince vaizler ve halkın çoğunluğu “Kalu Bela” meselesini şöyle anlattılar; Allah Azze ve Celle hiç bir şeyi yaratmadan önce onların ruhlarını ervah aleminde yaratıp tümüne hitaben şöyle demiş: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? Onlarda cevaben “Bela” yani, ”evet” demişler. O zaman da ruhlar Allah’a iman ederek O’nun birliğini ve Rableri olduğunu kabul etmişlerdir. Bu söz her ne kadar yaygın bir halde ise de esası yoktur. Ayrıca Allah azze ve celle kitabında, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem sünnetinde ve alimlerin icması bu meseleyi yalanlamaktadır.
Rabbimiz şöyle buyurmaktadır; “Rabbin Ademoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” Onlar da, “Evet şahit olduk” dediler. Bunu kıyamet gününde, “Biz bundan habersizdik” dememeniz için yaptık.” (Araf/172)
Allah’u Teala Ademoğulları’nın neslini, kendilerini yarattığı fıtrat ve tabiata uygun şekilde “Allah’ın kendilerinin Rabbı ve maliki olduğuna, O’ndan başka hak ilah bulunmadığına” şahitler olarak sülbünden çıkardığını haber veriyor. Nitekim Allah Azze ve Celle bir ayette şöyle buyurur: “(Rasulum!) Sen yüzünü hanif olarak dine, Allah insanları hangi fıtrat üzerine yaratmış ise ona çevir. Allah’ın yaratışında değişme yoktur.” (Rum/30)
İbn Abbas radıyallahu anh’ın şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Allah, Ademin sülbünü belinden çekip çıkardı. Kıyamete kadar yaratacağı insanların ruhlarını ortaya koydu. Kendisine ibadet etmelerini ve hiçbir şeyi ortak koşmamaları hususunda onlardan söz aldı. Rızıklarını vermeyi de üstlendi.” (Sahih Eser) İmam Tahavi derki, “Allah Teala’nın Adem’den ve onun zürriyetinden almış olduğu misak haktır.
İbni Atiyye ve başkaları bu hususun inceliğini kavramış, ancak Allah Azze ve Celle’nin Ademoğullarını zürriyet olarak çıkartmış olduğunu, kendilerine karşı kendilerini şahit tuttuktan sonra tekrar yerlerine iade ettiğini açıkça belirten ifadeler taşıyan bu tür hadislerin zahirine muhalefet etmekten çekinmişlerdir.
Müfessirlerin çoğu bazı hadislere isnad ederek bunu şöyle açıklıyor; Allah Azze ve Celle Adem aleyhisselamı yarattıktan sonra zerrecikler halinde bulunan zürriyetini sulbünden çıkararak kendilerine hitap edip buyurdu ki: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” onlar da “Evet, sen bizim Rabbimizsin” dediler. Bu açıklamaya göre gerçekten Allah Azze ve Celle ile ruhlar arasında böyle bir muhavere vaki olmuştur. Yukarıda da beyan ettiğimiz gibi, bu muhavere ve misak dünyada Adem Aleyhisselam’ı yarattıktan sonra olmuştur.
Buhari, Müslim, Nesai, Ebu Davud, Tirmizi ve Ahmed Müsned’den sahih olarak gelen görüş Adem aleyhisselam’ın yaratıldıktan sonra Allah Azze ve Celle sırtından zürriyetini zerrecikler halinde ruhlarını alıp, Ben sizin Rabbiniz değil miyim? Misakını gerçekleştirmiştir ve bu misakta haktır.
Ebu Davud ve Tirmizi’den gelen hadiste; Ömer radıyallahu anh’a “Rabbin Ademoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” Onlar da “Evet şahit olduk” dediler…” ayeti sorulunca Ömer radıyallahu anh şöyle dedi: “Ben kendisine bu ayet sorulduğunda Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle anlatırken işittim: Allah’u Teala Adem aleyhisselam’ı yarattı, sonra sırtını eliyle sıvazlayıp ondan Adem aleyhisselam’ın zürriyetlerinden bazılarını çıkardı ve “Bunları cennet için yarattım ve cennet halkının amellerini işleyecekler.” buyurdu. Sonra sırtını tekrar sıvazlayıp ondan bir kısım zürriyetini çıkardı ve “Bunları cehennem için yarattım ve cehennem halkının amellerini işleyecekler.” buyurdu. Bunun üzerine bir adam “Ya Rasulallah! Öyleyse amel niye?” diye sordu. Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah kulu cennet için yarattığında onu cennet halkının amelleriyle muvaffak kılar (kolaylaştırır). Sonunda o kişi cennet ehlinin amellerinden bir amel üzere ölür ve Allah Azze ve Celle onunla onu cennet’e koyar. Allah bir kulunu da cehennem için yarattığında onu cehenneme götürecek ameller işler. Sonunda o kişi cehennem ehlinin amellerinden bir amel üzere ölür ve Allah Azze ve Celle o ameliyle onu cehennem’e koyar.” (Ebu Davud, 4703; Tirmizi, 3075; Ahmed Müsned, 21520; Nesai, 11190; Mustedrek, 4054; Hasen)
Ebu Davud’dan gelen sahih bir rivayette; Nuaym b. Rebia’dan, Ömer radıyallahu anh’ın yanındaydım. Kendisine “Rabbin Ademoğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” Onlar da, “Evet şahit olduk” dediler…”ayeti soruldu. (Ebu Davud, 4704; Sahih)
Buhari ve Müslim’den gelen sahih rivayette; Enes radıyallahu anh’dan Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz Allah cehennem ehli arasında azabı en hafif olan kimseye söyle diyecek: “Eğer yeryüzünde her ne varsa senin olsaydı (azaptan kurtulmak için) feda eder miydin? O, evet diyecek. Allah’u Teala şu cevabı verecek. Fakat sen henüz Adem’in sulbünde iken ben senden bundan daha kolay bir şey olan bana şirk koşmamanı istemiştim. Ancak sen şirk koşmaktan başka bir şeyi kabul etmedin.” (Buhari, 3334; Müslim, 2805; Sahih)
Müslim’den gelen sahih bir rivayette; Iyad b. Himar radıyallahu anh’dan nakledildiğine göre Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur; Allah Azze ve Celle şöyle buyurdu: “Ben kullarımı Hanif kimseler olarak yarattım. Sonra şeytan gelip onları dinlerinden kaydırdı ve kendilerine helal kıldıklarımı haram yaptırdı.” (Müslim, 2865; Tirmizi, 2138; Ahmed Müsned, 29115; Sahih)
Tirmizi’den gelen sahih bir rivayette; Ebu Hureyre radıyallahu anh’dan şöyle nakleder: Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Allah azze ve celle Adem aleyhisselamı yaratınca sırtını sıvazladı. Bunun üzerine onun zürriyetinden kıyamet gününe kadar yaratacağı her nefis sırtından düştü. Her insanın iki gözü arasına parlak bir nur koydu. Sonra onları Adem aleyhisselam’a gösterdi. Adem aleyhisselam “Ey Rabbim, bunlar kimler?” diye sordu. Allah azze ve celle “Senin zürriyetindir” buyurdu. Onlardan iki gözünün arasında parlak bir ışık bulunan birini görünce ondan hoşlandı ve “Ey Rabbim, bu kimdir?” diye sordu. Allah azze ve celle “O son ümmetlerden Davud adında biridir” buyurdu. Adem aleyhisselam “Ey Rabbim, ona ne kadar ömür verdin?” dedi. Allah azze ve celle “Altmış yıl” buyurunca Adem aleyhisselam “Ey Rabbim, onun ömrüne benim ömrümden kırk yıl ekle” dedi. Adem aleyhisselam’ın ömrü bitince ölüm meleği yanına geldi. Adem aleyhisselam “Ömrümden kırk yıl yok mu?” dedi. Ölüm meleği “Onu oğlun Davud’a vermedin mi?” dedi. Adem aleyhisselam onu inkâr etti. Bunun üzerine onun zürriyetide inkar etti. Adem aleyhisselam unuttu, onun zürriyeti de unuttu. Adem aleyhisselam hata işledi, onun zürriyeti de hata işledi.” (Tirmizi, 3076; Sahih)
İmam Ahmed’den gelen hadiste; İbn Abbas der ki: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Üç defa: “(Söylediğini) ilk inkar eden kişi Adem’dir.” buyurdu ve şöyle devam etti: Allah, Adem’i yarattığında onun sırtını sıvazladı ve kıyamet gününe kadar onun zürriyetinden yaratacağı her insan onun sırtından düştü. Sonra ona zürriyetini göstermeye başladı. Adem yüzü parlayan birini görüp: Ey Rabbim! Bu kimdir diye sorunca, Allah: Bu, oğlun Davud’dur buyurdu. Ey Rabbim! Ömrü ne kadardır diye sorduğunda ise Allah: Altmış yıl cevabını verdi. Adem: Rabbim onun ömrünü uzat deyince: Hayır, ömrünü ancak senin ömrümden ona vererek uzatırım buyurdu. Adem ömrünün kırk yılını Davud’a verdi. Bu konuda bir yazı yazıldı ve melekler buna şahit tutuldu. Adem’in ömrü dolup ölüm meleği gelince: Daha ömrümün bitmesine kırk yıl var dedi. Melekler: Sen bunu oğluna verdin deyince: Hayır vermedim karşılığını verdi. O zaman Allah kitabı çıkardı ve melekler şahitlik etti. Allah, Davud’u yüz yıl yaşattı ve Adem’in ömrünü bin yıla tamamladı.” (Ahmed Müsned, 2454; Hasen)
Diğer bir rivayette; Abdurrahman B. Katade en-Nasıri, babasından, o Hişam b. Hakim’den radıyallahu anh şöyle nakleder: Bir adam “Ya Rasulallah! Ameller baştanmı yapılıyor, yoksa kader belirlenmiş olup sona mı erdi (ve ameller ona göre mi işleniyor)?” dedi. Allah Rasulu sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Allah Azze ve Celle Adem aleyhisselam’ın zürriyetlerini sırtlarından aldı. Onları kendilerine şahit yaptı. Sonra onları ellerinde yaydı. Ardından “Şunlar Cennette, şunlar da Cehennemdedir” buyurdu. Cennetliklere cennetliklerin amellerini işlemek kolaylaştırılacak, Cehennemliklere de cehennemliklerin amellerini işlemek kolaylaştırılacak.” (Taberi, Bezzar, 434, 435; Acurri, 343; Hasen)
Allah Azze ve Celle’nin kitabı ve Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetinde bildirildiği üzere ruhlar Adem aleyhisselam dünyaya indirildikten sonra yaratılmıştır. Başka görüşlerin Allah azze ve celle’nin kitabına ve Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetine aykırıdır. İlim ehlide Adem aleyhisselam’ın dünyaya geldikten sonra ruhların yaratıldıklarını belirtmişlerdir. Bunda da İcma vardır. Dini meselerlerde Allah azze ve celle’nin ve Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetine ekleme ve çıkarma yapanların, ayetleri ve hadisleri tahrif edenlerin şerrinden Rabbimiz bu ümmeti muhafaza etsin. Allah’a hamd, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e salat ve selam olsun.
A. Kadir Gören

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!