Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel


Allah’a hamd, gönderilmiş bütün nebilere salat ve selam olsun. Bundan sonra; Bazı taifelerin iman kalp ile tasdik dil ile ikrardır demeleri ve bundada ehli sünnetin icması vardır demeleri müslümanları yanıltmaktır ve bu bir heziyandır. Ehli sünnetin cumhuru imanın müsemması hakkında şöyle demişlerdir; “İman söz ve ameldir.” Ehli sünnetin amelin imandan olduğuna dair en büyük delillerinden biri şu ayettir; “İşte böylece sizin insanlığa şahitler olmanız, Rasul’un de size şahit olması için sizi vasat bir ümmet kıldık. Senin yönelmediğin kıbleyi biz ancak Rasul’e uyanı, ökçeleri üzerinde geri dönenden ayırt etmemiz için kıble yaptık. Bu, Allah’ın hidayet verdiği kimselerden başkasına elbette ağır gelir. Allah sizin imanınızı asla zayi edecek değildir. Zira Allah insanlara karşı şefkatli ve merhametlidir.” (Bakara/143)


Buhari ve Müslim’den gelen sahih bir rivayette; Bera İbn Azib radıyallahu anh’dan şöyle dediği nakledilmiştir: “Nebi sallallahu aleyhi ve sellem Beyt-i Makdis’e doğru on altı ya da on yedi ay namaz kıldı. Ancak kıblesinin Kabe olması onun hoşuna giderdi. Bir defasında ikindi namazını kıldı. Onunla birlikte bir cemaat de namaz kıldı. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem namaz kılan insanlardan biri Mescid-i Nebevi’den dışarı çıkıp başka bir mescide gitti. O esnada mesciddeki cemaat rüku halinde idi. Onlara “Allah’a yemin ederim ki Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte Mekke’ye doğru namaz kıldım,” dedi. Bunun üzerine cemaat Ka’be’ye doğru döndü. Kıblenin Ka’be’ye çevrilmesinden önce eski kıble üzerine ibadet ederken vefat eden ve (Allah yolunda) öldürülen kimseler hakkında ne diyeceğimizi bilemiyorduk. Bunun üzerine Allah Teala, “Allah sizin imanınızı asla zayi edecek değildir. Zira O, insanlara karşı şefkatli ve merhametlidir.” Bakara/143 ayetini indirdi.” (Buhari, 4486; 4492; Müslim, 525; Tirmizi, 340; Nesai, 487; Sahih)

Ehli sünnetin İmanın amelden olduğuna dair en büyük delil şu rivayettir; Buhari ve Müslim’den gelen sahih bir rivayette; Ebu Hureyre radıyallahu anh’dan: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “İman yetmiş küsür yahut altmış küsür şubedir. Bunların en faziletlisi La ilahe illallah demek, en aşağısı ise yolda rahatsızlık veren şeyleri kaldırmaktır. Haya da imandan bir şubedir.” (Buhari, 9; Müslim, Tirmizi, 2614, Nesai, 5019; İbn Mace, 57; Sahih)

Ehli sünnetin Alimlerinin görüşü şöyledir. İbn Abdi’l-Berr, Abdu’r-Rezzak b. Hemmam’dan şöyle dediğini rivayet etmektedir: “Ben İbn Cureyc’i, Süfyan es-Sevri’nin, Mamer b. Raşid’in, Sufyan b. Uyeyne’nin ve Malik b. Enes’in: “İman söz ve ameldir. Artar ve eksilir.” dediklerini dinledim.” (Hilye, VI, 327)


İbn Abdi’l-Berr, Eşheb b. Abdu’l-Aziz’den şöyle dediğini rivayet etmektedir: Malik dedi ki: “İnsanlar onaltı ay boyunca Beytu’l-Makdis’e doğru namaz kıldılar. Daha sonra Beyt-i Haram’a dönmeleri emrolundu. Allah Teala’da: “Allah imanınızı boşa çıkartacak değildir.” (Bakara/143) diye buyurdu. Bundan maksat da Beytu’l-Makdis’e doğru kıldığınız namazlardır. Malik dedi ki: “Ben bununla Mürcie’nin: Namaz imandan değildir, sözlerine dikkat çekiyorum.” (el-İntika, s. 34)


İmam Şafii rahimehullah “İman, söz ve ameldir. Artar ve eksilir. İtaatle artar, ma’siyetle eksilir.” demiş, sonra da şu ayeti okumuştur: “İman edenlerin de imanını artırsın diye.” (Muddesir/31) (Fethu’l-Bari)

İmâm Ahmed b. Hanbel rahimehullah derki:
والإيمانُ قولٌ وعملٌ  يزيدُ  وينقصُ  كما جاء في الخبر   أكملُ المؤمنين إيماناً أحسنهم خلقاً 
و مَن تركَ الصلاةَ فقد كَفَرَ
وليس من الأعمالِ  شيءٌ تَركْه كُفرٌ إلاَّ الصَّلاة من تركها فهو كافِرٌ  وقد أحلَّ اللّٰهُ قتلَه
İman söz ve ameldir. Artar ve azalır. Nitekim haberde şu varid olmuştur: “Mü’minler arasında imanı en tam olan kimse onlar arasında ahlakı güzel en güzel olan kimsedir.”
“Kim namazı terk ederse kafir olur. Ameller arasında namazın dışında terki küfür olan bir amel yoktur. Kim namazı terk ederse kafir olur. Allah Teâlâ katlini helal kılmıştır.”(أصول السنة)

İmâm Buhari rahimehullah’ın hocası: Ali İbnu’l el Medini rahimehullah’ der ki: 
والإيمان قول وعمل على سنة وإصابة ونية وألإيمان يزيد وينقص واكمل المؤ منين ٱيما نا أحسنهم خلقاً
İman söz ve sünnet isabet, niyet üzere ameldir.
İman artar ve azalır. Müminler arasında imanı en güzeli kimse onlar arasında ahlakı en güzel kimsedir.”
١٤– وتركُ الصلاةِ كفرٌ ليس شيءٌ مِن الأعمالِ تَركُه كُفرٌ إلاَّ الصَّلاةَ مَن تركها فهو كافِرٌ قد حَلَّ قَتله.
“Namazı terk etmek küfürdür. Namaz dışında terki küfür olan bir amel yoktur. Namazı terk eden kimse kafirdir. Katli helaldir.”(Lalekai)


İmam Buhari rahimehullah derkin

وهو قول وفعل ويزد وينقص

“İman, söz ve ameldir, artar ve eksilir.” (Buhari İman 1)

“Alimlerden 1000 den fazla kişiden hadis yazdım. Kesinlikle ‘İman, söz ve ameldir.’ diyenden başkasından hadis yazmadım. ‘İman sözdür. Diyenden de hadis yazmadım.”( Lelekai)


İmam Hafız Abdullah el-Humeydi rahimehullah şöyle demiştir: “İman, söz ve ameldir. Artar ve eksilir. Amelsiz sözün faydası yoktur. Niyetsiz de amelin ve sözün faydası yoktur. Sünnete uygun olmazlarsa, söz, amel ve niyetin de faydası yoktur.” (Humeydi Usulu’s-Sunne)


Ebu Ubeyd El Kasım İbn Sellam rahimehullah söyle demiştir. “Bir kimsenin ameli olmadan özellikle sadece sözle gerçek mümin olacağını iddia eden kişi, Allah’ın kitabını ve Sünnete inatla karşı çıkıyor demektir.”
Hafız Ebu Ömer İbn Abdilber rahimehullah şöyle demiştir: Fıkıhçılar ve hadisçiler, imanın söz ve amel olduğunda, niyetsiz de amelin olmayacağı konusunda icma ettiler. Onlara göre iman, itaatle artar ma’siyetle eksilir. Onlara göre Allah’a yapılan itaatlerin hepsi imandır.” (İbn Abdilber, et-Temhit)


Tirmizi rahimehullah diyor ki: Ebu Mus’ab el Medini rahimehullah’dan işittim diyordu ki: iman, sözden ibarettir diyen kimse tevbe etmeye çağrılır. Tevbe ederse na ala, tevbe etmezse kafası uçurulur.”( Tirmizi, iman)


İmam Beğavi rahimehullah şöyle demiştir: “Sahabe, Tabiin ve onlardan sonra gelen Ehli Sünnet alimleri amellerin imandan olduğu hususunda İttifak etmişler ve şöyle demişlerdir. İman söz, amel ve inançtır. İtaatle artar, masiyetle eksilir. İmanın arttığını bizzat Kuran söylemiştir. Eksilmesi ise kadınların vasfedildiği hadiste geçmektedir.” (Şerhu’s Sünne)


İlim ehli der ki; Sahabe-i kiram’ın tamamı ve tabiin, muhaddisler, fıkıhçılar ve dinde imam olan kimselerden onlara en güzel şekilde uyanlar ve onların izinden gidenler, hep bu i’tikad üzerindedirler. Bu konuda haktan sapanlar hariç seleften ve de haleften hiç kimse, onlara muhalefet etmemiştir.”
Amel imandan bir cüzdür. Ehli sünnet her amelin terkini küfür saymamıştır. Bu ameller kalp amelleri, dilin amelleri ve azaların amelleri olmak üzere üçe ayrılmıştır. Ehli sünnetin cumhurunun görüşüne göre kalp amellerini terk etmek kişiyi küfre götürür. Mesela Allah azze ve celle’ye buğz etmek, Allah azze ve celle’yi sevmemek, Allah azze ve celle’ye tevekkül etmemek ve dinin yanı kuran ve sünnette gecen ve beyan edilen hükümleri kerih görmek gibi. Dilin amelleri ise kelime-i tevhidi ikrar etmemek ve söylemeyi terketmek, söylemekten çekinmektir. Azaların ameli ise namaz, oruç, hac, zekat gibi bedeni amellerdir. Bunların terkinde ehli sünnet arasında ihtilaf vardır. Tercih edilen görüşe göre namazın dışında ki ameller küfür değildir namazı terk etmek küfürdür sahabe ve tabiin bunda icma etmişlerdir.” Allah azze ve celle’ye hamd, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’e, onun ailesine, ashabına ve ona güzellikle tabi olanlara salat ve selam olsun.” A. Kadir Gören

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!