Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Ebû Hureyre radiyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Yalan konuşmayı ve yalan ile iş yapmayı terk etmeyen (oruçlu) bir kimsenin yemeyi ve içmeyi terk etmesine Allah’ın hiçbir şekilde ihtiyacı yoktur.”(Buhari, 1903; Sahih)

Ebû Hureyre radiyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Biriniz oruçlu olduğu bir günde çirkin sözler söylemesin ve tartışmasın ve kavka çıkarmasın. Şayet biri kendisine hakaret eder ya da onunla kavgaya yeltenirse, ‘Ben oruçluyum.’ desin”(Buhari, 1904; Müslim, Sahih)

İmam Nevevi rahimehullah, bu bölümde oruçlunun dilini ve sair azalarını muhafaza konusunu ele almıştır. Bu da oruçlunun her türlü haram sözden ve haram fiilden uzak durması gerektiğidir. Zira Allah Teâlâ, orucu takva sahibi olunmas: için farz kılmıştır. Nitekim şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler! Oruç, sizden önceki(ümmet)lere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Ta ki takvalı olasınız.” (Bakara /183) Yani Allah’tan korkmamız ve yasak kıldığı şeylerden kaçınmamız için orucu size farz kılmıştır. Yoksa Allah Teâlâ, orucu farz kılarak yemeyi, içmeyi ve cinsî münasebeti yasaklamakla kullarını zora sokmayı dilememiştir. Aksine zatının emirlerine bağlı kalıp yasaklarından da kaçınmalarını istemiştir. Ta ki oruç, kullar için, Allah’ın yasaklarından kaçınmayı ve emirlerini yerine getirmeyi; ayrıca bunu alışkanlık haline getirmeyi öğrendikleri bir nevi takva okulu olsun. Bir ay boyunca dininin emirlerini gözeten, onun haramlarından kaçınıp emirlerini yerine getiren bir insanın geriye kalan hayatı da bundan haliyle etkilenir. Hiç kuşkusuz ki oruçla birlikte hayatının akışı da değişir.

Bundan dolayı Allah Teâlâ, orucun farz kılınmasının hikmetinin takva olduğunu açıklamıştır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem de “Biriniz oruçlu olduğu bir günde kötü söz söylemesin ve niza çıkarmasın.” buyurmuştur. Kısaca haram söz ve fiillerden uzak dursun demek istemiştir. “Şayet biri kendisine hakaret eder,” yani onu ayıplar ve ona küfrederse “ya da onunla kavgaya yeltenirse, ‘Ben oruçluyum.’ desin.” Böyle deyip nefsini, karşıdakinin seviyesine inmekten alıkoysun ve aynı zamanda ona karşılık vermekten aciz olmadığını, eğer oruç söz konusu olmasa ona aynen karşılık verebileceğini muhatabına hissettirsin. Böylelikle onurunu korumuş, aciz ve zelil olmadığını ortaya koymuş olur. Zira sırf Allah’a boyun eğip O’na ibadet ettiği için böyle yapmaktadır.

Ayrıca Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Yalan konuşmayı,” yani haram sözleri; “yalan dolanla iş yapmayı,” yani haram olan sözlerle iş çevirmeyi; ayrıca (başka bir rivayette de geçtiği gibi) “cahilliği,” yani insanlara karşı taşkınlığı ve düşmanlığı “terk etmeyen (oruçlu) bir kimsenin yemeyi ve içmeyi terk etmesine Allah’ın hiçbir şekilde ihtiyacı yoktur.” Yani Allah Teâlâ, böyle bir kimsenin orucuna kıymet vermez. Çünkü Allah’ın orucu farz kılmasının en büyük hikmeti, haram olan şeylerden uzak durulması ve emredilen şeylerin yerine getirilmesidir.” Şerh Muhamed b. Salih Useymin

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!