Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel

Sehl b. Sa’d radiyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:”İnsanlar, iftar etmede acele ettikleri müddetçe hayır üzeredirler.”(Buhari. 1957; Müslim. Sahih)
Ebu Hureyre’nin bildirdiğine göre Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem “Müslümanlar vakti gelince iftarlarını geciktirmeyip hemen yaptıkları sürece İslam dini hep üstün kalacaktır. Yahudiler ve Hıristiyanlar ise iftarlarını geciktirirler” buyurmuştur.”(Ebu Davud, 2353; Tirmizi, 700; Ahmed, 10007; Sahih)
Ebû Atıyye’den şöyle rivayet edilmiştir: Bir gün ben ve Mesrûk, Âişe radiyallahu anha’ nın yanına vardık. Mesrûk, Âişe radiyallahu anha ya şöyle dedi: “Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in ashabından iki kişi var. İkisi de hayırdan geri kalmıyorlar. Ancak bunlardan biri, akşam na¬mazını kılmakta ve oruç açmakta acele ediyor; diğeri ise hem akşam namazını hem de iftarı geciktiriyor, “Âişe radiyallahu anha, ‘Akşam namazı ve iftarda acele eden kimdir?” diye sordu. Mesrûk da “Abdullah, yani İbn Mes’ûd-” dedi. Bunun üzerine Âişe radiyallahu anha, “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem da öyle yapardı.” Dedi.”(Müslim. Ebu Davud. 2354; Tirmizi. 702; Sahih.)

Ömer b. el-Hattâb radiyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:”Gece şu taraftan( doğutarafından) gelmeye, gündüz de şuradan (batıdan) gitmeye başlayıp da güneş battı mı oruçlu, iftar etmiş (iftar vakti girmiş) demektir.”(Buhari.1954; Müslim. Sahih)

Ebû İbrahim Abdullah b. Ebu Evfâ radiyallahu anhuma dan şöyle rivayet edilmiştir: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte bir yolculuktaydık. O oruçluydu. Güneş batınca beraberindekilerden birine “Ey falan! Bineğinden in de bize sevik hazırla.” buyurdu. Adam, “Ey Allah’ın Rasûlu, geceyi bekleseydiniz ” deyince Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, “İnde bize sevik hazırla.” buyurdu. Adam, “Hâlâ gündüzün izleri var.” dedi. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem tekrar, “İn ve bize sevik hazırla.” buyurdu. Bunun üzerine adam indi ve onlar için sevik hazırladı. Rasûlullah sallallahu aleyhi ue sellem onu içtikten sonra eliyle doğu tarafını işaret ederek şöyle buyurdu: “Gecenin şu taraftan gelmeye başladığını gördüğünüz zaman oruçlu, iftar etmiş (iftar vakti girmiş) demektir.”( Buhari. 1955; Müslim. Sahih)

Enes radiyallahu anh’dan şöyle rivayet edilmiştir: “Rasûlullah salhllahu aleyhi ve sellem akşam namazından önce birkaç taze hurma ile iftar ederdi. Taze hurma yoksa birkaç kuru hurmayla iftar ederdi. Kuru hurma da yoksa birkaç yudum su içerek iftar ederdi.”(Ebu Davud. 2556; Tirmizi. 696; Sahih)

İmam Nevevî rahimehullah, bu bölümde iftar etmede acele davranmanın fazileti, neyle iftar edileceği ve iftar esnasında nasıl dua edileceği olmak üzere üç konuyu ele almıştır.

Birinci konu, iftar açmada aceleci davranmaktır. Fakat bunun bir şartı vardır, güneşin battığından emin olmak. Nitekim Ömer b. el-Hattâb radiyallahu anh’ın rivayet etmiş olduğu şu hadiste Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Gece şu taraftan (doğudan) gelmeye, gündüz de şuradan (batıdan) gitmeye başlayıp da güneş battı mı oruçlu, iftar etmiş (iftar vakti girmiş) demektir. ” Güneş yuvarlağı tamamen battığında -ışıkları henüz ufukta olsa bile- oruçlu kimse orucunu açar. Önemli olan güneş yuvarlağının tamamen ortadan kaybolmasıdır. Bu gerçekleştiğinde oruçlu kimse iftarını açmak için acele etmelidir. Kavlî ve fiilî sünnete uygun olan da budur. Fiilî sünnetin delili Aişe radiyallahu anha ya sorulan sorunun cevabındadır. Nitekim Ebu Atıyye ve Mesrûk, Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in ashabından biri hem iftar etmekte hem de akşam namazını kılmakta acele eden; diğeri ise her ikisini de geciktiren iki kişinin hangisinin doğru yaptığını ona sorduklarında Âişe radiyallahu anha, acele edenin kim olduğunu sormuş, böyle yapanın İbn Mes’ûd radiyallahu anh olduğu haber verilince de Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de öyle yapardı. ’ demiştir. Yani Nebi sallallahu aleyhi ve sellem de hem iftar açmada hem de akşam namazını kılmada acele etmiştir. Fiilî sünnet budur ve bu, iftarda acele etmenin daha faziletli olduğunu ortaya koymaktadır. Kavlî sünnete gelince; Sehl b. Sa’d radiyallahu anh’ın rivayet ettiği hadiste Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: ‘‘İnsanlar, iftar etmede acele davrandıkları müddetçe hayır üzeredirler.’’ İnsanlar, sünneti tatbik etmek ve hayırlı olanı gerçekleştirmek için acele ettikleri sürece hayır üzeredirler/hayır üzere kalırlar. Fakat işi ağırdan almaları ve iftarı geciktirmeleri şerdir. Bu sebeble Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetine aykırı davranan Rafızîler, iftarı geciktirir ve yıldızlar iyice belirmeden iftar etmezler. Dolayısıyla hayır ve sevaptan mahrum kalır; acele etmemekle nefislerinin hakkı olan yeme içme gibi şeylerden kendilerini mahrum bırakırlar. Böylece ahiretten önce, henüz bu dünyadayken azap görürler. Zira insan, aç veya susuz olduğu halde yemeyi içmeyi geciktirdiği zaman daha fazla acı çeker. Onlar iftan geciktirdikleri için nefislerine daha fazla acı çektirirler. Ayrıca sünnete muhalif davranır ve sevaptan mahrum kalırlar.

Daha sonra müellif rahimehullah, iftarı birkaç taze hurmayla; taze hurma yoksa kuru hurmayla, o da yoksa suyla açmanın daha faziletli olduğunu belirtmiştir. Zira Nebi sallallahu aleyhi ve sellem de iftarını birkaç taze hurmayla açmış ve bundan fazlasını yememiştir. Çünkü iftar esnasında mide boş olduğu için- çok fazla yemek doğru değildir. Çok fazla yemek insana zarar verir. Azar azar yemek ve iftarı hafif şeylerle açmak daha iyi olur. İftar esnasında, akşam yemeği yer gibi tıka basa yemek tıbben de doğru değildir. Tıbbın gerektirdiği de az ve hafif şeyler yemektir. Zira mide boştur. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de birkaç taze hurmayla, taze hurma olmayınca birkaç kuru hurmayla, o da olmazsa birkaç yudum su içerek iftarını açmıştır. Böyle yapmak, yani iftarı önce taze hurma, o olmazsa kuru hurma, o da olmazsa su ile açmak gerekir.

Taze hurma -Allah’a şükürler olsun- artık yaz günleri haricinde bile mevcuttur. Şimdilerde insanlar, taze hurmaları buzdolaplarında muhafaza etmekte ve belirli bir süre tuttuktan sonra çıkarıp yiyebilmektedirler. En güzeli taze hurmayla iftar açmaktır. Taze hurma olmazsa kuru hurmayla, o da olmazsa suyla iftar açmak daha iyi olur. Eğer bir kimse “Elimde ne taze ne de kuru hurma var. Var olan sadece ekmek ve sudur. Hangisiyle iftar açmam daha uygun olur?” diye soracak olursa; ona “Suyla iftar et.” deriz. Zira Nebi sallallahu aleyhi ve sellem bunu tavsiye etmiş ve “Su, temizleyicidir.” buyurmuştur. Su, mideyi ve ciğerleri temizler. Bundan dolayı Nebi sallallahu aleyhi ve sellem suyla iftar etmemizi emretmiştir. Taze ve kuru hurmayı öncelemesinin sebebi ise bunların, beden için sudan daha faydalı olmasıdır. Ayrıca hurma, tatlı ve besleyici olup insana güç verir. Doktorlar da “Tatlı şeyler arasında bedenin en kolay ve en hızlı şekilde hazmettiği, ayrıca hemen kana karışan tek tatlı, hurmadır.” demişlerdir. Bu da Allah’ın bir hikmetidir. İftarımızı açmamız gereken şeyler bunlar, yani varsa taze hurma, yoksa kuru hurma, o da yoksa sudur. Bunlar da olmazsa herhangi bir yiyecek veya içecek türüyle iftar edilebilir. Eğer yanında yiyecek ve içecek namına hiçbir şey yoksa kalben iftara niyet etmen yeterli olur. Daha sonra yiyecek ve içecek bir şeyler bulunca onları yiyip içersin.

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in, “Gece şu taraftan (doğudan) gelmeye, gündüz de şuradan (batıdan) gitmeye başlayıp da güneş kayboldu mu oruçlu, iftar etmiş (iftar vakti girmiş) demektir.” sözündeki “iftar etmiş” ifadesi hakkında bazı âlimler, “Bu kişi iftara niyet etmese bile onun orucu tamamlanmıştır, yani hükmen iftar etmiştir.” demişlerdir. Bazıları ise “Bu ifade, onun iftar vakti gelmiş, yani iftar ona caiz olmuştur, anlamındadır.” demişlerdir. Ama unutmamak gerekir ki -elinin altında iftar edebileceğin yiyecek içecek namına bir şey yoksa- niyet ile iftar etmen daha iyi ve daha faziletlidir. Ta ki -niyetle olsa bile- erkenden iftar etmiş olasın.” Şerh Muhamed b. Salih Useymin

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!