Emrulevvel

"…فَاعْلَمْ أَنَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ" İlk Emir الأ مر ألأول Emrul Evvel


Buhari ve Müslim’den gelen rivayetlerde; Sehl b. Sa’d radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Cennette Rayyân denilen bir kapı vardır. Kıyamet günü o kapıdan ancak oruçlular girecek, onlardan başka hiç kimse giremeyecektir. ‘Oruçlular nerede?’ diye çağrılacak, onlar da kalkıp girecekler ve o kapıdan onlardan başkası giremeyecektir. Oruçlular girdikten sonra ise kapı kapanacak, artık bir daha oradan kimse giremeyecektir.”(Buhari, 1896; Müslim, 1152; Sahih)
Buhari ve Müslim’den gelen rivayette; Ebu Hureyre radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kim faziletine inanarak ve sevabını da Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa geçmiş küçük günahları bağışlanır.” (Buhari, 1901; Müslim; Sahih)
Buhari ve Müslim’den gelen rivayette; Ebu Sa’id el-Hudri radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kim Allah yolunda bir gün oruç tutarsa Allah, onun yüzünü, o bir günlük oruç sebebiyle cehennem ateşinden yetmiş yıl uzak tutar.” (Buhari, 2840; Muslim, 1153; Nesai, 2247-2252; Tirmizi, 1623; İbn Mace, 1717; Sahih)
Buhari ve Müslim’den gelen rivayette; Ebu Hureyre radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Allah yolunda çift infakta bulunan kimse, cennetin muhtelif kapılarından, ‘Ey Allah’ın kulu! Bu (kapıdan girmen senin için) daha hayırlıdır.’ diye çağırılır. Namaz ehli olanlar namaz kapısından, cihad ehli olanlar cihad kapısından, oruç ehli olanlar Rayyan kapısından, sadaka ehli olanlar ise sadaka kapısından (cennete) çağrılırlar. “Ebû Bekir radıyallahu anh, “Anam babam sana feda olsun ey Allah’ın Rasulu! Bu kapıların birinden çağrılan kimse için bir sıkıntı yoktur; ama acaba bu kapıların hepsinden çağrılacak kimseler var mıdır?” diye sordu. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem de, “Evet, vardır. Senin de onlardan olmanı ümit ediyorum.” buyurdu.(Buhari, 1897-3666; Müslim, 1027; Nesai, 2237; Tirmizi, 3674; Sahih)
Müellifin nakletmiş olduğu bu hadisler, orucun faziletine işaret etmektedir. Ebu Hureyre radıyallahu anh’dan rivayet edilen birinci hadiste Nebi sallallahu aleyhi ue sellem, “Allah yolunda çift infakta bulunan kimse, cennetin muhtelif kapılarından, ‘Ey Allah’ın kulu! Bu (kapıdan girmen senin için) daha hayırlıdır.’ diye çağırılır.” buyurmuştur. “Çift” ibaresinden kasıt iki sınıftır/cinstir. Mesela dinar ve dirhem, dirhem ve mal yahut at ve deve vb. iki çift infak etmek gibi… Nitekim Allah Teala, Vaki’a suresinin 7. ayetinde, “Ve sizler de üç zevç/sınıf olduğunuz zaman…” buyurmuştur. Bu ayetteki “zevç” kelimesi de sınıf anlamında kullanılmıştır. Daha sonra Nebi sallallahu aleyhi ve sellem cennet kapılarını zikretmiştir: “Cennetin muhtelif kapılarından, ‘Ey Allah’ın kulu. Bu (kapıdan girmen senin için) daha hayırlıdır.’ diye çağırılır.” ifadesinin anlamı şudur: Adı geçen kapılarda bulunan her melek, bu kapılara çağırır ve “Bu (kapıdan girmen senin için) daha hayırlıdır.” derler. Bu iki hadis, Allah Teala yolunda infakta bulunmanın ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Yine bu hadisten anlaşılan bir husus da sürekli namaz kılanların Namaz Kapısı’ndan; sadaka ehlinden olanların/çokça sadaka verenlerin Sadaka Kapısı’ndan; Oruç ehlinden olanların/çokça oruç tutanların da Rayyan Kapısı’ndan cennete çağrılacaklarıdır. Rayyan Kapısı oruçlulara hastır. Rayyan, “suya kanmış” demektir. Çünkü oruçlular -özellikle de uzun ve sıcak yaz günlerinde- susuzluk çekerler. Dolayısıyla kendilerine has kılınmış olan Rayyan Kapısı ile mükafatlandırılırlar. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in, “Sadaka ehlinden… cihad ehlinden… namaz ehlinden olanlar…” ifadesi, bu amelleri çokça ve sürekli yapan kimseler anlamındadır. Bu, namaz kılmayıp da sadece oruç tutan kimsenin cennete giremeyeceği anlamına da gelmektedir. Zira namazı terk eden kişi kafir olur. Buradan anlaşılması gereken, çokça namaz kılan bir Müslümanın cennette Namaz Kapısı’ndan; çokça sadaka verenin ise Sadaka Kapısından çağrılacağıdır. Kastedilen anlam budur.
Sonuç olarak cennet ehlinden olanlar, cennetin herhangi bir kapısından cennete gireceklerdir. Cennetin sekiz, cehennemin ise yedi kapısı vardır. Cehennemin yedi kapısının olduğu Kur’an-ı Kerim’de geçmektedir ki Hicr suresinin 44. ayetinde şöyle buyrulmuştur: “Onun (cehennemin) yedi kapısı vardır; her bir kapı için onlardan bir grup ayrılmıştır.” Cennetin sekiz kapısı olduğu ise Nebi sallallahu aleyhi ve sellem’in sahih hadisleriyle sabittir.
Nebi sallallahu aleyhi ve sellem bu hadisi dile getirdiğinde Ebu Bekir radıyallahu anh, “Anam babam sana feda olsun ey Allah’ın Rasulu! Bu kapıların birinden çağrılan kimse için bir sıkıntı yoktur; ama bu kapıların hepsinden çağrılacak kimseler de var mıdır?” Yani bir kapıdan çağrılan kimseye bu durum zor gelmez. Peki, bu kapıların hepsinden birden çağrılacak kimse var mıdır? diye sormuştur. Nitekim her kapının başında melekler olup “Ey falan” diye kişileri çağırırlar. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem bu soruya, “Evet, vardır” diye yanıt vermiştir. Yani bir kimsenin çok namaz kılan, çok sadaka veren ve çok cihad eden birisi olması mümkündür. Dolayısıyla böyle bir kimse, bütün bu kapılardan çağrılır. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem devamla Ebu Bekir radıyallahu anh’a, “Senin de onlardan olmanı ümit ediyorum.” demiştir. Dolayısıyla Ebu Bekir radıyallahu anh, cennetin sekiz kapısının hepsinden çağrılacaktır. Zira o, hayırda yarışanların en önde gelenlerinden olup her hayırlı amelden nasibi vardır. Nitekim Nebi sallallahu aleyhi ve sellem infaka teşvik ettiği zaman Ömer radıyallahu anh, bu kez Ebu Bekir’i radıyallahu anh geçeceğim diye gelip malının yarısını infak etmiştir. Amaç hiçbir şekilde haset değil, sadece hayırda yarışmaktır. Ömer radıyallahu anh oraya vardığında Ebu Bekir’in malının tamamını getirdiğini görmüştür. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem, Ebu Bekir radıyallahu anh’a, “Ailen için geride ne bıraktın?” diye sorunca o, cevaben, “Onlara Allah’ı ve Rasulunu bıraktım.” demiştir. Ömer radıyallahu anh’a,”“Sen ne bıraktın?” diye sorunca o, “Malımın yarısını.” demiştir. Bunun üzerine Ömer radıyallahu anh -Ebu Bekir radıyallahu anh’ı kastederek-, “Yemin olsun ki bu günden sonra onunla hiçbir konuda yarışa girmeyeceğim.” demiştir. Sahabilerin hayır konusunda en önde geleni ve iman noktasında en güçlü olanı, Ebu Bekir radıyallahu anh’tır. Allah’ı ve Rasulunu tasdik konusunda hiç kimse onu geçememiştir.
Daha sonra müellif, başka bazı hadisler daha zikretmiştir ki bunların hepsi orucun faziletini ortaya koymaktadır. Ebu Hureyre radıyallahu anh’dan rivayet edilen en son hadiste Nebi sallallahu aleyhi ve sellem, “Kim faziletine inanarak ve sevabını da Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa geçmiş küçük günahları bağışlanır.” buyurmuştur. Bir kimse orucunu, Allah’a iman ile ve sevabını da O’ndan bekleyerek tutarsa Allah da onun geçmiş günahlarını affeder.

Paylaşmak için tıklayın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: Content is protected !!